Hekim Makaleleri

ÜROLOJi, LAPAROSKOPİ

Böbrek ameliyatları önceki yıllarda çoğunlukla açık ameliyat şeklinde yapılırdı. Günümüzde tıbbi cihazlar alanındaki ilerlemeler sayesinde ameliyatların çoğu kapalı yöntemle yapılmaktadır. Bu kapalı yöntemle yapılan böbrek ameliyatlarına genel olarak “laparoskopik cerrahi” veya “laparoskopik ameliyatlar” diyoruz.

Cerrahi uyguiamalarda minimal invaziv girişimler 1990’dan bu yana önemli gelişmeler göstermiş ve bu durum geleneksel açık yöntemlerle kıyaslandığında bir devrim olarak nitelendirilmiştir. Minimal invaziv girişimlerden laparoskopi, ilk olarak yaklaşık bir asır önce, jinekologlar tarafından bir tanı yöntemi olarak geliştirilmiştir . Ürolojide ilk laparoskopik uygulama ise, inmemiş testisli bir çocukta testisin yerini tespit etmek amacıyla yapılmıştır . Bu gelişmelerin ardından 1990 yılında Clayman, 85 yaşındaki bir hastada ilk laparoskopik nefrektomiyi gerçekleştirmiştir. Bu başarılı uygulama minimal invaziv cerrahinin öncüsü olmuş, ardından da 1992’de ilk laparoskopik radikal nefrektomi ve 1993’te ilk parsiyel nefrektomi uygulanmıştır. Günümüzde üroonkolojik böbrek cerrahisinde, laparoskopik radikal nefrektomi, nefroüreterektomi ve parsiyel nefrektomi yapılabilmektedir. Laparoskopik böbrek girişimlerinde, standard laparoskopik uygulama yanında el yardımlı teknikler de kullanılmaktadır

Laparoskopi, böbrek kanserinin tedavisinde yaygın olarak kullanılan bir işlemdir. Hastalar geleneksel cerrahiye göre daha az kan kaybı, daha az ağrı kesici ihtiyacı, daha kısa hastanede kalma süresi, günlük aktivitelere daha hızlı geri dönüş gibi sonuçlar elde ederler.

Kapalı veya laparoskopik böbrek ameliyatı, karından böbrek bölgesine uyan alanda 3-4 adet 0,5-1 cm çaplı delikten girilerek böbreğin monitörde görüntülenmesi ile yapılan ameliyattır. Açılan deliklerden karın içine yerleştirilen trokarlardan birisi ile karın içine gaz verilerek gerginlik oluşturulur, diğer bir trokardan da optik yerleştirilerek görüntü ekrana (monitör) yansıtılır. Diğer trokarlardan da aspiratör, makas veya ligature (lazer kesici ve koterizasyon yapıcı) yerleştirilerek ameliyat gerçekleştirilir. 

Laparoskopik böbrek ameliyatlarında genel anestezi uygulanır, ameliyat süresi hastalığa göre değişir. Böbrek kişti ameliyatları daha kısa sürerken, kanser ameliyatları 2-3 saat gibi daha uzun bir süre alabilir. Ameliyat sonrası hastaların hastanede kalış süreleri gene yapılan ameliyata göre değişir. Böbrek kisti veya atrofik böbrek nedeniyle laparoskopik ameliyat geçiren hastalar ertesi gün taburcu edilirken, böbrek kanseri nedeniyle radikal veya parsiyel nefrektomi, yapılan hastalar2-4 gün hastanede kalabilirler. Hastalara ağrı ve kesici ve koruyucu antibiyotik tedavisi verilerek ve gerekli tavsiyelerde bulunularak taburcu işlemleri yapılır. Hastaların ilk 3-4 hafta boyunca fazla ağır işlerde çalışmamaları, ağır kaldırmamaları önerilir.

Sonuç olarak, üroonkolojik böbrek cerrahisinde laparoskopi kullanımı hızla artmakta ve açık cerrahinin yerini almaktadır.

Özet olarak kapalı böbrek ameliyatının avantajları şunlardır :

Ameliyat kesisi çok küçüktür

Yara iyileşmesi hızlıdır

Ameliyat sonrası hastanede yatış süresi daha kısadır

Açık ameliyata göre ağrı daha azdır

Hastalar daha erken dönemde günlük işlerine dönerler

Kanama daha azdır

Kesi küçük olduğundan estetik olarak daha avantajlıdır

Yara enfeksiyonu riski daha azdır

Sonuç olarak günümüzde ürolojik ameliyatlarda laparoskopik (kapalı) ameliyatlar yaygın olarak kullanılmaktadır. Laparoskopinin en sık kullanıldığı alan Ürolojide böbrek ameliyatlarıdır. Kapalı böbrek ameliyatları hastanede kalış sürelerinin kısa olması, hastaların daha az ağrı duyması ve günlük işlerine daha erken başlamaları gibi açık ameliyata göre bir çok avantajlara sahiptir. Bu nedenlerle kapalı böbrek ameliyatları açık ameliyatlara tercih edilmektedir.

Paylaş :

Tags: ,deneme